Yazan: Taylan Eza

17 Haziran, 17 can ve 17 Komünist bundan tam 20 yıl önce düştü toprağa…17’ler Kaypakkayacı geleneğin mücadelesinde ısrarın ve kararlılığın simgesidirler aynı zamanda…
Onlar sadece bir simgeden ya da ısrardan öteye birer ideologlardı. Çağının ihtiyaçlarını yorumlayan ve onlara somut öneriler sunan; Türkiye/Kuzey Kürdistan’da birlik-mücadele ve aynı zamanda Enternasyonal birliği savunan komünistlerdi. Çelişkinin çözümünün ancak çelişkinin yaşandığı alanda çözümlenebileceğinin bilincindeydiler. Bugün bu gelenekten olan bizlere birlik-mücadele ve çelişkilerin esas alanlardaki çözüme kavuşma bilincini nakşettiler. Bu bilinç bugün tasfiyeciliğin sularında yüzenlerin yüzüne vuran karayeldir. Onları anmak, onların bilimsel sosyalizm fikrine sahip çıkmak ve aynı akılcılıkla meseleleri yorumlamak ve çözmek demektir. Onlar enternasyonal çalışmalarda yol ve yöntem belirleyerek Türkiye/Kuzey Kürdistan devrimci mücadelesinde önemli bir katkı sundular. Bu katkı bugün hala olması gereken olarak bir çalışma prensibi olarak duruyor-durmaktadır. MLM’i kavra ve kavrat: kitlelerin mücadelesini bu minvalde kurumsallaştırarak ilerle perspektifi bugün bizlerde ete kemiğe bürünmüş bir anlayıştır. Bunu kavrayacak olanlar olarak bizlere görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bu sorumluluğu birer aktivist olarak olduğumuz alanlarda yaşam biçimimize örmeliyiz. Acele etmeden kavrayarak ve kavratarak gerçekleştirmeliyiz. İster dağ da soluk soluğa kalmış olalım isterse bir plaza da masa başında iki büklüm çalışırken olalım bu bilinci yeşertmeliyiz. Bu minvalde onların izinden yeni koşullarda bilişimin önemine ve geleceğe doğru gerekli olan çalışmalara değineceğiz.
Komünistler her alanda çelişkileri anlamaya çalışırken MLM penceresinden bakabilmeliler. Ve çözümlenen her duruma karşı bir pratik örgütlemek gibi elzem görevleri vardır. 17’ler şahsında bahsettiğimiz durumda tamda bugünü yorumlama ve çözüm önerme durumudur. 17’ler çağa ayak uydurmada pratik bir politikaya sahipti. Bilişim ve teknoloji alanına yabancı değillerdi. TV kanalı kurma vb. birçok çalışma perspektifleri vardı. Onlar, o dönemin etkin propaganda araçlarının nereye evrildiğinin farkındaydılar. Ancak onlar şehit düşünce, sonrasında hâkim hale gelen anlayış bütün bunları rafa kaldırdı ve yeni çağa yabancılaştı. Biz bu yabancılaşmadan kendimizi kurtarmalıyız. Bugünün yenilikçi ve üzerine daha çok konuşulması gereken bir mecra olan Bilişimdir. Bizlerde bu yeni gelişim seyrinde olmak zorundayız. Yoksa sınıf mücadelesinden geri düşeriz. 17’ler bunun bilincindeydiler. Ve bizde bunun bilincindeyiz.
Elbette tek yazıda bu geniş konuyu ele almak çok zor fakat en azından bir sorgulama geliştirmek için bir adım olabilir. Yazılım dünyası inanılmaz bir pazara sahip olmakla beraber; yazılıma binlerce insanın yöneldiği ve yapay zekâ ile yeni çalışma koşulları yarattığını söylemek gerekiyor. Gelecek bu minvalde ilerliyor. Askeri alandan tutalım da birçok alanda gelişim bu yöndedir. Tabi ki kimi kaygılarla birlikte ilerliyor.
Yazılım dünyası içerisinde ciddi alternatif bir kültür ve komünal bir sistem de kendini yaşatmaktadır. Özel şirketlerin gizli kod kaynaklarına karşı kurulmuş açık kod kaynaklı yazılım havuzları ile binlerce insanın karşılaştıkları problemleri sorduğu, çözümleri paylaştığı ve bunu yaparken hiçbir bireysel kibir ve menfaat beklemeksizin yaptığı etkileşim ağları vardır. Bu aslında biz Marksistlerin temelinde savunduğu komünlerin sanal ortamdaki bir yansımasıdır. Ayrıca birçok yazılımcının bir araya gelerek halk yararına yaptıkları uygulamalar ile hayati kolaylaştıran dayanışmayı büyüten ve örgütlenmeyi sağlayan uygulamalar da bulunmakta ve zaman zaman yapılmaktadır. Bunlar güzel örnekler olmakla beraber, örgütlü ve sistemli bir düşünceden yani komünist partiden ayrı cereyan etmektedir. Oysaki kitleler ile temas kurmak noktasında ve kitleler için onların da parçası olacakları bir platform olarak boş bırakılmaması gerekiyor. Ve kollektif aklı güçlendirilecek projelerde öncülük yapabilir duruma gelmek lazım. Komünistler güncel olanda en yetkin olmaya da çalışmalı ve öncülüğünü de ele almalıdır. Sanal ortam her ne kadar günümüze damgasını vurmuş olsa da asıl gerçekliğin dışarda ve sokakta olduğu gerçeğini unutmamak lazım. Mevcut sistem yabancılaşmayı esas aldığı için sanal ortam hapsettiği insanın kendi yarattığı konfor alanından çıkmasını istemez. Fiziksel yaşam içerisinde her ne kadar var olsa da aklı sanal olan içindedir.
Bu bakımdan bu sanal ortamın gerçeklik ile bağını kurmak biz Marksistlerin görevidir. Sanal ortamın yok edilemeyeceği bir gerçektir. O zaman diyalektiği işletmek gerekmektir.
Yazılım sadece kodların yazıldığı bir ortam değildir. Son tahlilde sınıfsal bir konumu vardır. Milyonlarca insanın verilerinin depolandığı, anketler yapıldığı, tüketici alışkanlıklarının analiz edildiği ve bu verilerle sistematik şekilde burjuva ideolojik hatta şekillerde manipülasyonların yapıldığı; para ekonomisinin belirleyici olduğu bir sektördür.
Kapitalizmin doğası, her olguyu parçalara ayırmak, onu tarihsel bağlamından koparmak ve yalnızca sermaye birikimine hizmet edecek şekilde dönüştürmektir. Onun içindir ki felsefi yanı ve sınıfsal durumu önemlidir. Burjuvazinin bu denli üzerine düştüğü ve milyonlarca dolar yatırım yaptığı bu alana müdahil olmak ve onun içerisindeki devrimci özü açığa çıkartmak için elbette olguları tartışmalı ve Marksist bir yaklaşım belirlenmelidir.
Her şey kendi karşıtını içinde barındırır; bu, diyalektiğin temel yasasıdır. Yazılım gibi kapitalizmin ideolojik olarak kuşattığı bir alan bile, aynı zamanda onun çelişkilerini taşıyan bir potansiyel alanıdır.
Bir şeyi soyutlayabilme yeteneğini, neden-sonuç ve algoritma yürütme becerilerini geliştirmesi; çok yönlü bakabilme ve başka bakış açılarına saygı gösterebilmek açısından önemli avantajlar sunmaktadır. Tabi ki bu meseleye salt iş ve mesai tarafından bakmayan Marksist bir yaklaşım ile ortaya çıkan avantajlardır. Yaptığı işin topluma katkısını görebilen her insan bu avantajları edindiği gibi geliştirebilecektir de. Bir ideanın sınırsız bir şekilde geliştirilebileceği; iyi kötü, doğru yanlış, kâr zarar vs. gibi birçok zıtlığın içinde barındığı ve tartışıldığı, etik ve ilke içeren devasa bir alandır. Bu bakımdan bu alanı sadece araçların ustaca kullanılması değil aynı zamanda yorumlanması ve fikir önderliğinin de yapılması önemlidir. Ondandır ki Marksist bir önderlik bu alan için zorunludur.
Kısacası burjuvazi tarafından sömürünün, baskının, denetimin, manipülasyonun bir aracı olarak kullanılan bu alanın; birey ve toplumun özgürleştirme mücadelesinde bir araç olması bizim iradi müdahalemiz ile mümkündür. Meselenin bir yönü de teknik boyutunun etkin ve başarılı bir şekilde kullanılmasıdır.
Yapay zekânın; görsel ve bilişimsel alanlarda, 3D grafik ve sanal modelleme, 3D yazıcılar ve özerk üretim sistemleri, hacktivizm ve dijital sabotaj, büyük veri ve veri havuzu analizi, oyun motorları ve sanal gerçeklik (VR), mobil uygulamalar ve şifreli iletişim teknolojileri, blok zincir teknolojisi ve dağıtık sistemler, açık kaynak yazılım ve kolektif üretim kültürü gibi pek çok alanda etkin kullanımıyla mücadele gücü artırılabilir. Akıntıya karşı yüzmek gerekir. Akıntıya karşı olmak, mevcut araçların egemen sınıflar tarafından kullanılıyor olması bu araçların bütünüyle reddedilmesi değildir. Bu araçların daha etkili ve alternatif biçimlerde kullanılmasını gerektirir. Bu bağlamda, sosyal medya ve ilgili uygulamaların da bu perspektifle ele alınması önemlidir.
Sosyal medyayı, bireyselleşmenin ve edilgenleştirmenin etkisinden kurtararak onu sosyal ve fiziksel ilişkilere evriltmek, canlılığını yitiren bireyin ilgisini yeniden canlandırmak ve insan varlığını yeniden inşa etmek gereklidir.
Haberleşme ve haberleştirme konusunda manipülasyona açık olan bu alan, popüler kültürün etkisinde savrularak değil; etkili, bilimsel ve bilinçli bir şekilde; haber–ileti–alıcı ilişkisi temelinde, görsel tasarım becerileriyle desteklenerek kullanılmalıdır.
Yeninin eskiyi kuşattığı bugün de sosyalist yeniyi inşa etmek için bu çalışmalara yoğunlaşılması kadro planlamalarının bu öncelikler doğrultusunda gerçekleştirilmesi sınıf mücadelesinde ileri bir sıçrama gerçekleştirecektir. Bu doğrultuda olduğumuz her alanda ileriyi hedeflemekte; benliğimizi sarıp sarmalayan eskiyi yırtarak, hep ileriyi hedeflemeli mücadeleyi geliştirmeliyiz.