ÖNDERLER VE ÖNDERCİKLER DENKLEMİNDE 17’LER

Yazan: Ozan Ünsal

17 Haziran Mercan katliamı, Türkiye/Kuzey Kürdistan Komünist hareketi açısından büyük bir kayıptır. Hareketimiz esastan bu kaybın derinliğini anlayamadı. Tarih bugün bir kez daha 17 Haziran’da yitirdiğimiz kolektif önderliğimizin önemini adeta gözlerimizin içine sokuyor.

1. Kongre önderliğimiz uzun yıllar sonra hareketimizi merkezileştirmiş ve Parti kitlesini yukarıdan aşağıya doğru, Marksist-Leninist-Maoist tarzda organize etmişti. Dağınık olan Partiyi ve Parti kitlesini birleştirmişti. 1. kongre öncesi Parti, kliklerin birliğinden ibaretti. Bölgelerdeki yoldaşlar ruhen Partili gibi hareket etseler de parçacı yerel-tutumlar hakimdi.

Maoist çizgilerini ister eleştirelim ister övelim fark etmez ama onlar ideolojik olarak Maoizm tutumlarında netti. Maoizmi, Marksizm-Leninizmin üçüncü nitel aşaması zemininde ele alıyorlardı ve Parti Programını, bölgemizin devrim yolunu, hedef ve amaçlarını bu ideolojik tutumla ele alıp berraklaştırdılar. Parti içinde belirsiz olan ideolojik çizgi parti birliğinin sağlanamamasının en temel nedenlerinden biriydi.

Onlar, Komünist Partiyi yekpare tekçi zihniyetle savunmuyorlardı. Parti içi sorunları iki çizgi mücadelesi yöntemiyle ele alıp çözmeye azami önem veriyorlardı. 1. Kongre dönemindeki eleştiriler ceviz kabuğunu doldurmamaktaydı ve şimdi Sınıf Teorisinde faaliyet yürüten kimi arkadaşlar o yoldaşların tutumlarını iyi anımsarlar. Örgütsel meselelerini kimseyi ötekileştirmeden yoldaşça çözmeye önem verirlerdi. İşte tamda bu noktada Maoizmin önemi bir kez daha anlam kazanıyor. Parti içi iki çizgi mücadelesi Parti birliğinin korunmasının biricik anahtarıdır. Ve onlar bunun önemini iyi biliyorlardı.

17’ler yoldaşlarına ve kitlelere giderken samimilerdi. Bu içten duruşlarına karşı yoldaşları ve kitleler de onlara güvenirdi. Parti içinde kimseye haksızlık yapmamayı, kitlelerin çıkarlarını ön plana çıkarmayı ilke olarak uygularlardı. Kitlelerden kitlelere ilkesini esas alırlardı.

Kendilerinden önce olmuş olumsuzluklara dahi sahip çıkıp özeleştiri verirlerdi. Parti’nin tarihi muhasebesi bunun en güçlü belgesidir. Hiçbir olumsuzluğu başkalarının üzerine atmadan sahiplenip özeleştiri verdiler.

17 Haziran 2005’ten günümüze dönüp baktığımızda Maoist Parti tekrardan parçalara ayrılmış ve dağılmanın eşiğine gelmiştir. Parti önderliği ne yazık ki yok. Herkes kendini Parti ve Önder zannediyor. Kamuoyu önünde birbirilerine karşı yazdıkları bildirilerin ve uyarıların üslup ve yöntemlerine bakıldığında hepsi aynı, hepsi öndercik.

17’ler öldü sanılmasın! Anka kendini yeniden küllerinden yaratacaktır.

Scroll to Top