SİBER SAVAŞLAR VE DEVRİMCİ SORUMLULUĞUMUZ

Yazan: Taylan Eza

Bilişim ve Devrim başlıklı yazımızın bağlamından kopmadan devam ederek bu alana dair güncel örnekler vererek, üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek ve savaş içerisinde yaratıcı ve belirleyici bir konuma gelmek biz komünistlerin elzem görevlerindendir.

Son 5 yıl içinde gerçekleşen bölgesel savaşlarda önemli bir etkin güç olarak ortaya çıkan siber savaşlar artık konvansiyonel savaşların yerini almaya başlamıştır. Günümüzde emperyalistlerin pazar savaşlarının içinde rakip haline gelen devletler birbirlerine dönük saldırılarının birçoğunu siber saldırılar odaklı gerçekleştirmektedir. Bunun iki yönü vardır. Saldırı ve savunma; bu iki yön sürekli bir gelişim seyri içindedir. Siber savaş: elektrik şebekeleri, iletişim sistemleri, finans sistemleri vb. devlet altyapısına yönelen saldırılar şeklinde vuku bulmaktadır. Siber savaşlar emperyalist savaşlar içinde kimi zaman anonim kimi zamanda üstlenilen bir eylem olmakla beraber ciddi yaralar verdiği bir gerçekliktir. Önemli stratejik bir savaş yöntemi olmakla beraber günümüzde teknolojinin; savaş sanayisine, finans dünyasına, elektrik, doğalgaz vb. yaşamsal kaynakların altyapı sistemlerini tamamen sanal ortama taşınması ile beraber bu alandaki rekabet ve üstünlük diğer alanlardaki savaşında boyutunu ve etkisini belirlemektedir. Bu rekabette siber savunma maliyetlerini arttırmaktadır. Sanal ortamlara taşınan sistemler. Olası bir saldırı furyasına karşı savunma mekanizmalarını son derece sıkı tutmaktadır. Fakat siber ortamda kusursuz bir savunma yoktur. İran füzelerinin İsrail’in demir kubbe savunmalarını aştığı gibi…

İsrail istihbaratının iletişim sistemlerine entegre ettiği yüksek teknolojili cihazlar ve siber yöntemler aracılığıyla gerçekleştirdiği operasyonlar, siber savaş taktiklerinin diğer savaş biçimleriyle birleştirilebilir olduğunu gözler önüne sererken; aynı zamanda bu hamlelerin, Filistin halkı üzerinde kurulan sömürgeci denetim rejiminin dijital uzantıları olduğunu da göz ardı etmemek gerekir. Bu süreci diyalektik bir şekilde ele alarak, siber teknikleri gerilla savaşı ya da halkın devrimci savaşıyla birleştirmek ve bu araçları direnişin bir parçası hâline getirmek gerekmektedir.

Benzer biçimde, Ukrayna savaşında “drone” tekniğinin teknolojiyle birleştirilerek etkili bir araçsallık kazanması; tıpkı PKK örneğinde olduğu gibi, devrimci hareketlerin bu teknolojileri kullanmaya başlaması, bize bu araçların yapısal olarak tarafsız olmadığını göstermektedir. Hangi amaca hizmet ettiğine bağlı olarak, teknoloji ya özgürleştirici ya da baskılayıcı bir rol oynayabilmektedir.

Fakat siber savaşta bir füzenin savunmayı delmesinde etkisi daha güçlü olacağını belirtmek gerekiyor. Son zamanlarda siber saldırı distopyasında konu geçen Zero Day dizisi ve Leave the World Behind filmi olası senaryolara dikkat çeker. 2 dk’lık bir altyapı saldırısı her iki filmde de işgal etkisi yaratır. Hayat felç olur. Ve siber saldırılardan kaynaklı binlerce insan yaşamını yitirir. Bu distopya bir bakımına gerçekliğe vurgudur. Gelecekte siber saldırıların etkisi derin olacağına işaret eder.

Bu anlamda siber savaşların yerini doğru kavramak ve devrimci savaş için evriltmek ve yaşamsallaştırmak gerekiyor. Bilişim ve Devrim başlıklı yazımızın bağlamından kopmadan devam ederek bu alana dair güncel örnekler vererek, üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek ve savaş içerisinde yaratıcı ve belirleyici bir konuma gelmek biz komünistlerin elzem görevlerindendir.

Güncel Örnekler ve Dersler

·      İran’a yapılan hacker saldırısıyla beraber Nobitex üzerinden 90 milyon dolar değerinde kripto paranın çalınması ve ardından Predatory Sparrow gurubunun Bank Sepah’daki verileri yok ederek, paraları kendi hesaplarına aktardıkları bir eylem yapmışlardır.

·      Kuzey Kore’ye yakın olan bir grubun 30 Haziran’da 2022 yılında ABD ve Sırp blockhain firmalarından milyonlarca dolar değerinde kripto para hacklemeleri

·      Son dönemde İran taraflı bir hacker gurubunun ABD başkan yardımcılarının Mail trafiğini hacklemeleri

·      Bu yıl içinde Lazarus hacker grubunun yaklaşık 1,5 milyar dolar değerinde Ethereum çalması ve bunu güvenlik yazılımı üzerinden gerçekleştirmesi son derece kamuoyunda dikkat çekmiştir.

Bu güncel örneklerin yanında siber saldırılara maruz kalan firma ve devletlerin fidyeler karşılığında kamuoyuna yansımadan hacker gruplarıyla anlaşmalar yaptığı da bilinmektedir. Ayrıca devletlerinde bu gibi durumlarda el altından süreci götürdüğünü belirtmek gerekiyor.

Saldırıların çoğu ki yukarıda belirttiğimiz gibi bazı gruplar devlet destekli hareket etmektedir. Örneğin Lazarus grubunun siber saldırıları Kuzey Kore’den gerçekleştirildiği düşünülmektedir.

Devletlerin el altından gerçekleştirdiği gibi sermaye grupları da çıkarları doğrultusunda hacker gruplarını kullanarak birbirlerine saldırılar gerçekleştirerek Pazar alanlarında hâkim olma veya güç kazanmak için kullandığı bir silah olduğunu vurgulamak gerekiyor.  Aynı şekilde firmalarında bu yöntemle rakip firmalara karşı hacker grupları üzerinden saldırılar gerçekleştirmektedir. Hacker grupları bireysel ve korsan şeklindeki tarzlarının yanı sıra halk Yararına yapılmış ve halk nezdinde devrimci hackerlar olarak bilinen bir takım hacker eylemlikleri vardır.

“Anonymous”, “RedHack” gibi devrimci hackerlar topluluğu görece kapitalist faşist devletler nazarında küçük eylemlikler olsa da örgütlü ve kendi olanaklarına yaslanan ve çağının ilerisinde bir perspektifle halk yararına çalışan bu grupların yaptıkları hizmetler bizim için çok önemlidir. Bu gelişim bizlerin odak noktası olması ve gelişimi üzerine odaklanmalıyız.

Çünkü Marksist bir anlayışla yapılmış olan bu eylemlerin gelecek perspektifiyle ve biz komünistlere bu alanda ciddi ödevlerin olduğunu göstermekte ve yol göstermektedir. Biz komünistler bir kurtarıcı bekleyen ve bize yol gösterecek bir önderlik hasretiyle günleri geçirecek değiliz. Her alanda önderlik yapabilmek için Suphi Nejat Ağırnaslı’nın (Paramaz Kızılbaş) yoldaşın dediği gibi ‘’Hayal Gücü İktidara’’ şiarıyla ve yorulmadan çalışan ve çabalayan bir işçi sabrına sahip olmaktan geçer.

Bu anlamıyla yukarıda verdiğimiz güncel örnekler ile beraber üzerimize düşen sorumlulukta tamda bu bilinçle harekete geçmektir. Bilgisayarın ve internetin; makale, haber denkleminden kurtararak onun sunduğu şeylerden yararlanmak, propaganda ve haberleşmenin ötesine taşımak gerekmektedir. Binlerce yararlı programın olduğu ve öğretildiği bu mecrada hackerlik etkili bir şekilde yapılabilme potansiyeli vardır. Bunların yanında; Drone, 3D baskı, yüz tanıma sistemleri, hedef kilitlenme ve tanımlama (burayı çoğaltabiliriz) vs. gibi teknolojik savaş konularından can kaybını minimum gözeterek yapılacak birçok da imkân vardır. Eskiden bunlar ağır kod yazma ve bilginin daha az yaygın olduğu zamanlarda belirli şirketler ve gruplar arasında iken şu an mevcut global dünyada biraz yoğunlaşma ile gerçekleşebilecek; ütopik olmayan şeylerdir. Hali hazırda yapay zekâ üzerindeki nitelikli işçi arayışı şu an hat safhadadır. Çünkü yapay zekâ mühendisliği bilginin ve teknolojin tekelleşerek yayılmaması üzerine şekilleniyor. Yapay zekâ kodlamaları şu an bizler için zor gözükse de bahsettiğimiz aşamalara ulaşabilirsek yapay zekâ kodlamalarına uzun yıllardan sonra yetişebiliriz.

Bilgiye erişilebilir olmamız ve bunu kurumsallaştırmanın gerekliliği önümüzde ciddi şekilde durmaktadır. Onu kavrayacak azmin olması da önemlidir. Bilgi kavrandığı zaman imkânsız görünenin ne denli kolay olduğu ortaya çıkacaktır. Şayet imkânsız görünen şey bizim cehaletimizden başka bir şey değildir.

Bu anlamda mütevazi adımlar atmak ve bu alana gereken önemi vermek gerekiyor. Elimizdeki bilgisayarın özelliklerini keşfetmek; yazım ve bilgisayar alanında eğitim atölyeleri kurmak ihtiyaçtır. Ayrıca bu alanda yetkin kişiler ile kontak kurarak eğitim alanlarında öncülük yapmalarını sağlamak ilk aşamada yapılabilir durmaktadır. Bilgiye aşamalı olarak erişim sağlanacağı bir gerçektir. Aşamaları geçerken edinilen bilgi ve yöntemin pratikleşmesi sonucu daha ileri adımların ihtiyaç olarak vücut bulacağına su götürmez bir gerçekliktir. Ve kendi gelişim seyrini oluşturacağı da… Yazılım alanında hacker aktivitizm, kapitalist devletlerin katliamcı ve sömürücü yanlarını direk ifşası ve silahlanma yarışında patentledikleri ve gizledikleri silah hegemonyasını delmek yapılabilinir ve bu mümkündür. Aynı zamanda propaganda alanında da belirli kod temelli teknolojilerin kullanılması mümkündür. Ekran karşısına geçirilen süre ortalaması göz önüne alınacak olursa insanların sanaldan realiteye dönüşünü birazda o sanal ortama hâkim olmaktan geçmesidir. Hackerlik dışında; stratejik savaş oyunları, bilgi yarışmaları, kelime oyunları gibi ekran başında geçirilen sürenin insan beyin aktivitelerini öldüren bir amaçla değilse; devrimci bir perspektifle üretkenleşitiren ve kavramlar öğreten düşünce, mantık gücünü çalıştıran oyunlar yapılarak insanı edilgen bir kullanıcı olmaktan çıkaran projeler yapılabilinir. Propaganda alanında 3D tasarım ve sinema alanında animasyon ve dijital efektler kullanılarak mesajlar güçlendirelbilinir ve teknolojik gelişmeler ile beraber gelişen insan algısına hitap edilebilinir. Ayrıca demode olan sosyalizm algısının yıkılması açısından ve uygulanabilir olduğunun ispatlanması için bir başka perspektif sunmaktadır. Bu belirtilen konular imkânsız bir olgu olarak görülmemelidir.  Bugün sadece bunu örgütleyecek ve kurumsallaştıracak durumu ve koşulları oluşturmanın mücadelesi verilmeli bugünün kadrolarının mahiyeti bu gelişim düzeyiyle eş güdümlü şekilde gelişecek ve ilerleyecektir. Komünist kadroların bu minvalde şekillenmemesi senaryosu küçülme ve tasfiye ilişkisi üzerine sürecektir…

Scroll to Top